Hikayemiz
Biz Kimiz
Ege’nin kalbinde, Tire’nin verimli topraklarında kök salmış bir zeytinyağı markasıyız. Üretim yolculuğumuz, yüzyıllardır dimdik ayakta duran zeytin ağaçlarının gölgesinde şekilleniyor. Zeytin ağaçlarımıza ev sahipliği yapan dağımızın doğal zenginlikleri, ürettiğimiz yağların ruhunu ve karakterini belirliyor.
Arbequina cinsi zeytin ağaçlarımızla çevrili, 35.000 metrekarelik arazide kurulu tesisimiz; üstün hijyen standartları, son teknoloji kontinü sistem makineleri ve kaliteye olan sarsılmaz bağlılığıyla doğanın bize sunduğu bu zenginlikleri özenle işleyerek sofralarınıza taşıyoruz. Bölgenin güçlü mirasıyla harmanlanan markamız modern üretim teknikleriyle geleneği geleceğe taşıyor.
Hikayemiz
Tire’nin yemyeşil ovalarının arasından geçen dereler, türlü çeşit kuş türlerinin melodileri ve zengin bitki örtüsünün kokusu... İşte bizim hikayemiz tam da burada, bu cennetvari diyarda başlıyor.
Tirenin en verimli dağlarından birinde bulunan 300 yıllık zeytin ağaçlarımızın her biri, yüzyıllardır süregelen bir mücadeleyle, tarihsel ve doğal badirelere karşı dimdik ayakta durarak bu toprakların güçlü ruhunu taşır. Yangınlar, seller ve zamanın tüm zorluklarına meydan okuyarak köklerini derinleştiren bu ağaçlar, sabrın ve doğanın gücünün yaşayan birer kanıtıdır.
Zeytin ağaçlarımızla çevrili dağımızda, aynı zamanda kendine özgü aromaterapik bitkileri ve sayısız kuş türüyle de zengin bir yaşam alanı vardır. Sağlep, aronya, antep fıstığı, kantaron, karabaş otu ve dağ çileği gibi bitkiler bu dağın bereketli toprağında kendiliğinden filizlenir. Bu bitkiler, doğanın sunduğu zenginliklerin bir yansıması olarak, zeytinlerimize ve ürettiğimiz yağa eşsiz bir aroma katar.
Dağımızın ortasından geçen dere, tıpkı yüzyıllardır süregelen yaşam döngüsü gibi, sürekli akış halindedir. Bu bölge, antik çağlardan bu yana seyyahların hayranlığını kazanmış bir güzellik diyarıdır. Öyle ki, Evliya Çelebi bile Seyahatname’sinde Tire’den övgüyle bahsetmiş; "Dağlarından yağ, ovalarından bal akan Tire" diyerek bu toprakların verimliliğini ve eşsizliğini anlatmıştır.
Tire’nin antik çağlardan beri bilinen gastronomik zenginliği de, bu dağların sunduğu çeşitliliğe dayanır. Seyyahlar, Tire’nin bu doğa harikasını keşfettikçe, buranın sadece doğal değil, gastronomik anlamda da ne denli zengin olduğunu dile getirmişlerdir. Bu topraklarda yetişen zeytin, zeytinyağı ve diğer yerel bitkiler, sadece yörenin değil, bölgenin mutfak kültürünün de temel taşlarını oluşturmuştur.
Eskiden, dağın eteklerinde, üretim tesisimizin bulunduğu bölgede Gümüş Gömü adında bir göl varmış. Yüzeyi, parlak bir ayna gibi güneşin ışığını yansıtarak etrafındaki her şeyi büyüleyici bir şekilde aydınlatırmış. İşte bu göl, kayıklarla yapılan ulaşımın kalbiymiş. Zeytinyağları, amforalarla gölde süzülen kayıklara yüklenir, uzak diyarlara doğru yol alırmış. O zamanlar, Tire’nin zeytinyağı sadece bir yemek malzemesi değil, aynı zamanda bir kültürün taşıyıcısıymış."
Köklü Geçmiş, Modern Dokunuş
Bugün biz, bu köklü geçmişin mirasını modern üretim teknikleriyle birleştirerek zeytinyağı üretmeye devam ediyoruz. 300 yıllık memecik cinsi zeytin ağaçlarımızın meyvelerinden elde ettiğimiz zeytinyağını, doğal yöntemlerle işleyerek sofralarınıza ulaştırıyoruz.
Orkes Zeytinyağı bu bereketli toprakların, kuşaklar boyu süregelen emeğin ve doğaya duyduğumuz saygının bir ürünüdür. Her damlasında tarihin, doğanın ve emeğin izlerini bulacaksınız.